Kırım Hanlarına Ne Denir? Tarihsel Bir Analiz Geçmişi anlamaya çalışırken yalnızca olayların kronolojik sıralamasına bakmak yeterli değildir. Bir tarihçi için önemli olan, bu olayların ardındaki toplumsal dönüşümler, ekonomik kırılmalar ve kültürel yansımalardır. Kırım Hanlığı’nın hikâyesi de tam olarak böyle bir bütünlük içinde okunmalıdır. Kırım hanlarına verilen unvanlar, sadece bir isimlendirme meselesi değildir; aynı zamanda hanlığın kimlik arayışı, siyasi konumu ve toplumsal yapısı hakkında bize çok şey söyler. Kırım Hanlarına Ne Denir? Kırım Hanlığı’nın hükümdarlarına genel olarak “Han” denilmiştir. Bu unvan, Türk-Moğol devlet geleneğinin bir mirasıdır. Ancak Kırım hanları özelinde daha belirgin bir unvan öne çıkar: “Giray”. Hanlığın kurucusu Hacı I.…
Yorum BırakGünlük Serüven Yazılar
Gümledim Ne Demek Sosyal Medya? Felsefi Bir Bakış İnsan, her zaman kendisini çevresinde anlamlandırmaya çalışmış bir varlık olmuştur. Bir yanda yaşadığı dünya, diğer yanda o dünyanın içerisinde kendi yerini bulma çabası… Bu çaba, tarih boyunca insanın varlık ve bilgi arayışını şekillendirmiştir. Felsefe, bu arayışı derinlemesine sorgulamaya ve anlamaya çalışan bir disiplindir. Bugün ise, dijital çağda, “gümlemek” gibi bir kavramın sosyal medyada kullanılmaya başlaması, aslında yeni bir varoluş biçiminin ve bilgi edinme tarzının ortaya çıkışını simgeliyor olabilir. Peki, “gümledim” demek ne anlama geliyor? Bu terim, sosyal medyada neyi ifade ediyor ve bizi nasıl bir etik, epistemolojik ve ontolojik sorgulamanın içine çekiyor?…
Yorum BırakGözlemci Hakem Şahit Görevi Nedir? Edebiyatın Adaletle Buluştuğu Sessiz Tanıklık Kelimenin bir yankısı vardır; insanın iç dünyasında titreşen, zamanla anlam kazanan bir yankı. Edebiyat, bu yankıların izini süren en güçlü tanıktır. Her yazar bir anlatıcıdır, ama her anlatı aynı zamanda bir gözlem, bir yargı, bir şahitliktir. Gözlemci hakem kavramı, sadece hukuk ya da akademi dünyasında değil; edebiyatın vicdanında da yankılanır. Çünkü her metin, adaletle, tanıklıkla ve insanın kendi iç mahkemesiyle örülüdür. Kelimenin Şahitliği: Edebiyat ve Hakikat Arasındaki İnce Çizgi Edebiyat, insanın kendine tanıklık etme biçimidir. Gözlemci hakem bu bağlamda, yazının içinde sessiz bir şahit olarak var olur. Tıpkı Albert Camus’nün…
Yorum BırakBalina Yağı Helal mi? İnanç, Vicdan ve Seçim Arasında Bir Hikâye Bazı sorular vardır ki sadece bir cevabı yoktur; onları anlamak için kalbin de aklın da birlikte çalışması gerekir. Bugün size sadece “balina yağı helal mi?” sorusunun cevabını değil, bu sorunun arkasındaki vicdani ve insani yolculuğu anlatacağım. Bu hikâye, hayatın karmaşık yanlarını birlikte çözmeye çalışan iki insanın hikâyesidir. Yürekle Başlayan Sorgu: Zeynep’in Hikâyesi Bir Satır Etiketi, Bir Dünya Soru Zeynep, doğaya ve canlılara karşı her zaman derin bir empati beslemişti. Bir gün aktarda gezerken, “balina yağı içeren krem” etiketini gördüğünde içi burkuldu. Elindeki ürüne uzun uzun baktı. Bu sadece bir…
Yorum BırakGösterişli Olmak Ne Anlama Gelir? Psikolojik Bir Bakış İnsan davranışlarını anlamaya çalışan bir psikolog olarak, beni en çok etkileyen konulardan biri insanların neden gösterişli olma eğiliminde olduğudur. Kimimiz yeni bir kıyafetle dikkat çekmek isteriz, kimimiz başarılarımızı sosyal medyada paylaşırız, kimimiz de sessiz bir zarafet içinde “fark edilmeden fark edilmek” arzusu taşırız. Peki, gösteriş tam olarak neyi temsil eder? Neden bazı insanlar parlamak isterken bazıları gölgede kalmayı tercih eder? Bu yazıda, “gösterişli olmanın” psikolojik temelini bilişsel, duygusal ve sosyal boyutlarıyla analiz edeceğiz. Gösterişin Kökeni: Görünür Olma İhtiyacı Gösterişli olmak, yüzeyde yalnızca dikkat çekme davranışı gibi görünse de, altında çok daha derin…
Yorum BırakKelimenin Fırçası: Edebiyatın Duvarlarında Renklerin Zamanı Bir Kelimenin Katmanları, Bir Boyanın Zamanı Kelimenin, insana değdiği anda açtığı bir pencere vardır; bir kelime, bir cümle, tıpkı duvara vurulan ilk boya katı gibi, ruhun üzerine ince bir iz bırakır. İkinci boya ise sabrın, beklemenin, olgunlaşmanın sonucudur. Edebiyat da böyledir: bir metin, bir kez yazılmakla tamamlanmaz; kelimeler bekler, yazar bekler, zaman bekler. Sonra ikinci kat gelir, anlam derinleşir. “İkinci boya kaç gün sonra tekrar boyanır?” sorusu, yalnızca bir duvarın değil, bir hikâyenin, bir karakterin, hatta bir insanın dönüşüm sürecini anlatır. Zamanın Katmanları: Beklemenin Edebiyatı Her yazar, her ressam gibi, kelimelerin de kurumasını bekler.…
Yorum BırakBazı kelimeler vardır ki, onları duyduğun anda yüreğinde eski bir çağın yankısını hissedersin. Tozlu bir kitap sayfasında, bir dervişin duasında ya da bir dedenin anlattığı hikâyede karşına çıkarlar. “Hanüman” kelimesi de işte böyle bir kelimedir. İlk duyduğumda anlamını bilmesem de içinde bir sıcaklık, bir aidiyet duygusu hissetmiştim. Bugün, o kelimenin izini sürerken size küçük bir hikâye anlatmak istiyorum — hem geçmişe hem de kalbimizin derinliklerine doğru bir yolculuk. Hanüman Osmanlıca Ne Demek? Osmanlıca’da Hanüman, “ev, hane, aile ocağı” anlamına gelir. Farsça kökenlidir; “han” ev, “üman” ise içinde huzur bulunan yer anlamını taşır. Yani Hanüman, sadece bir yapıyı değil, içinde nefes…
Yorum BırakSelam güzel insanlar! Bugün “Havan ile ne yapılır?” sorusuna eğlenceli, biraz da yaratıcı bir açıdan bakıyoruz. Evet, “havan” deyince akla hem mutfaktaki o minnoş taş-kap + tokmak ikilisi, hem de tarih kitaplarından (ve haber bültenlerinden) aşina olduğumuz ürkütücü bir başka şey gelebilir. Biz bu yazıda mizahın limanına demirleyip, güvenli sularda gezinerek iki anlamı da kültürel, sembolik ve ilişki-toplum bağlamında ele alacağız. Veriler, duygular, strateji, empati… Hepsi var; ama tarif kitabı ya da kullanım kılavuzu yok. Rahat olun, sadece gülümsemek ve düşünmek serbest. İpucu: Bu yazıda mutfak havanı bolca övgü alacak; askeri anlamı ise sadece kültürel bir metafor olarak uğrayacak. Havan…
Yorum BırakHamsili Pilavın İçine Ne Konur? Cesur Bir Liste, Eleştirel Bir Damak “Şunu baştan söyleyeyim: Hamsili pilavın içine her şey konmaz.” Bu yemeği seviyorum çünkü tek bir çatalda Karadeniz’in tuzu, pirincin naifliği ve fırının sabrı buluşuyor. Ama her buluşma uyum doğurmaz. Sosyal medyada dolaşan “yaratıcı eklemeler” yüzünden hamsili pilav bazen aromatik keşmekeşe dönüşüyor. Bu yazı, tartışma yaratma pahasına net bir duruşu savunuyor: Hamsi başroldür; pirinç onun sahnesi; gerisi ise yalnızca dengeyi tutturacak yan oyuncular. Peki “Hamsili pilavın içine ne konur?” sorusunun yanıtı tam olarak nedir? Olmazsa Olmazlar: Kısa, Net, Tartışmaya Kapalı Pirinç (Baldo/İri Taneli) Hamsili pilavda taneli duruş şarttır. Baldo pirinç…
Yorum BırakEvde Ölen Kişi İçin Ne Yapılır? Psikolojik Bir Bakış Bir psikolog olarak insan davranışlarının en derin katmanlarını anlamaya çalışırken, ölümün evde meydana geldiği anlar her zaman dikkatimi çeker. Çünkü ölüm, yalnızca biyolojik bir son değil; bilişsel, duygusal ve sosyal düzeyde karmaşık bir insan deneyimidir. Evde birinin ölümü, hem mekânsal hem de duygusal olarak kişisel alanın kutsallığını sarsar. Bu yazıda, “Evde ölen kişi için ne yapılır?” sorusuna yalnızca pratik değil, aynı zamanda psikolojik bir pencereden bakacağız. — Bilişsel Psikoloji Perspektifinden: Zihnin Şaşkınlığı Evde bir ölüm yaşandığında ilk tepki genellikle inkârdır. İnsan zihni, ölümün kalıcılığını anlamakta zorlanır çünkü bilinç, kaybın nihai doğasını…
Yorum Bırak